Tüm halkımızın Newroz bayramını kutluyoruz. Newroza gelê Kurdistan pîroz be! Yeni ve özgür ortamlarda ulusal bayramımızı kutlama dilek ve umuduyla, ülkemizin her dört parçasında süren özgürlük mücadelesini selâmlıyoruz. İlk ulusal özgürlük şehidimizden en sonuncusuna kadar tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.
1630 kez Newroz Bayramı kutlamış ulusumuzun, daha binlerce yıl bu güzel geleneğini sürdüreceğinden eminiz. Tüm halkımız ve ulusumuz gibi her bir bireyimiz de şunu bilmeli ve unutmamalıdır: ONYEDİ ASIRDIR ulusal bayramını yaşatan ve bugünlere getiren biz Kürtleri hiç kimse tarih sahnesinden silemez. Özgürlük aşkımızı bunca zaman hiçbir düşman yok edemediği gibi, bundan böyle de hiç kimse yok edemeyecektir.
Bilmeyen ve bilmek istemeyenlere hatırlatırız: Bu coğrafyanın en eski yerleşik halklarından birisi bizim halkımızdır. Biz Kürtler Ortadoğu’nun bağrında binlerce yıldır yaşamaktayız. Zagroslardan Toroslara, Arap çöllerinden Laçin dağlarına uzanan topraklar bizim ve bizimle birlikte yaşayan halkların ortak ÜLKESİDİR. Başta TC Cumhurbaşkanı olmak üzere herkes bilsin ve unutmasın ki: Dört parçasıyla birlikte bu topraklar KÜRDİSTAN’dır. Kürdistan’da yaşayan çoğunluk nüfusun ortak adı da KÜRT ULUSU’dur.
Bu tarihsel gerçekleri ve doğruları yok etmek bir yana, yok saymaya bile kimselerin gücü yetmez. TC’nin AMANSIZ zulmü, İran mollalarının mezalimi, Arap rejimlerinin her türden hileli yöntemleri bugüne kadar ancak tarihin tekerini yavaşlatabildi. Biz eminiz ve tarih buna tanıktır; tarihin tekerinin önüne takoz olanlar eninde sonunda tarihin çöplüğüne atılacaktır.
Bunlar; ülkemiz Kürdistan’ın zenginliklerini kasalarına akıtmak isteyen büyük emperyalistler de olsalar; TC ve İran gibi sömürgeci ve emperyal emeller peşinde koşan işgalci bölge devletleri de olsalar; hatta bunların toplamı da üzerimize gelse; halkımızın özgürlük mücadelesini engelleyemezler.
Emekçi Kürdistan ve Türkiye halkları;
Bilindiği gibi bu ayın sonunda, yani Newroz bayramımızdan hemen sonra, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da yerel seçimler var. Tüm partiler ve belediye başkan adayları sizlerden oylarınızı istemekteler. Herkes, adeta sahte değil gerçek seçimler yapılıyormuş gibi, sizlere ; “ Bu seçimde iradeni beni / bizi seçmekten yana kullan” demekte. Oysa bu seçimler dalavereden, faşizmin kendini demokratik maskeyle gizlemesini ve meşrulaştırmasını sağlamaktan öte bir değer taşımıyor. Bu nedenle partimiz, tüm devrimci ve demokratik güçlere bu oyuna alet olmama; faşizmi halk hareketinin darbeleri altında çökertecek bir protesto çizgisi izleme; sine-i millete çekilerek onun sahte parlamentosunu, sahte seçimlerini ve öteki kurumlarını boykot ve teşhir etme çağrısı yaptı. Ancak devrimci demokratik güçlerin önemli bir çoğunluğu halen faşist rejimin inşa edildiğinin ayırdında değil; faşizmin tırmanmakta, kurumsallaşmaya ve yerleşmeye çalışmakta olduğu inancıyla hem kendilerini, hem halkımızı ve proletaryayı kandırıyorlar. Sahte seçimlere katılmakla kalmıyor; halkımıza ”demokratik, katılımcı belediyecilik” yapacaklarına dair yalan söylüyorlar. Bununla da kalmıyor, açık ya da gizli, kerhen veya zımnî olarak bugünkü sirk tahteravallisinin bir kanadını oluşturan Millet İttifakı (CHP – İYİ Parti) çekirdeğiyle ittifak ediyorlar. Bunun öncülüğünü başta HDP olmak üzere bazı öteki sol, devrimci, yurtsever geçinen partiler yapıyor.
Halk yığınlarına boş umutlar aşılayan ve onları devrimci kavgalara hazırlamak yerine faşizmin konsolidasyonunu amaçlayan sahte seçimlerle oyalayan güçlerin bu oportünist politikasının bedeli hem kendileri hem halkımız için ağır olacaktır. Anlaşılan demokrasi güçlerinin bu gerçeği kendi acı tecrübeleriyle bir kez daha yaşaması gerekiyor.
Biz Kürdistan Komünist Partisi olarak; hem halklarımızı, hem de demokrasi güçlerini uyarmaktan, faşizme karşı mücadelenin devrimci taktiklerinde ısrar etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bununla birlikte yerel seçimlerde HDP’li adayların oldukları yerlerde onları; olmadıkları yerlerde bağımsız devrimci, sosyalist, yurtsever adayları destekleyeceğiz; izledikleri yanlış politikaların yarardan çok zarar getirdiğini; halkı boş hayallerle avutmaktan öte gitmediğini pratikte öğrenmeleri için kendilerine yardımcı olacağız.
Formüle edersek:
– Faşist rejim altındaki seçim ortamlarının geçici ve sahte demokrasi havasına kapılıp düşmanın sularında kulaç atılmamalıdır.
– Özel olarak halkımızın, daha genelde işçi ve emekçilerin, özelde ise sol ve sosyalistlerin baş düşmanı Türkiye burjuvazisi ve TC devletidir.
– Faşist ve sömürgeci TC devlet politikalarının birebir uzantısı olan burjuva partiler genel devlet ve tekelci burjuvazi politikaları dışında ve ondan ayrı değerlendirilemez.
– Faşist başkanlık sistemi onaylattırıldıktan, tüm yetkiler sarayda toplandıktan, meclis önemli ölçüde devre dışı bırakıldıktan, güçler ayrılığı yok edildikten, hukuk rafa kaldırıldıktan, sonuçları beğenilmeyen seçimler iptal edilmeye başlandıktan, Kürt vekiller ve belediye başkanlarına ”suçlu” muamelesi yapılması sıradanlaştıktan….. sonra seçimlerin seçim olma özellikleri kalmadı.
Bu genel tutum ve yaklaşımlarımızı bir kez daha hatırlatıp somut olarak belirtelim:
Tekelci kapitalizme ve onun faşist sömürgeci devletine karşı olan adayların bulunmadığı alanlarda sandığa gidilmemelidir.
HDP’in, CHP + Meral Akşener ittifakına zımnî destek politikası yanlıştır. Bugünkü faşist rejimin ana ekseni olan AKP – MHP itifakı ve faşist rejimin kayıkçı döğüşünün figuranları olan CHP – İYİ PARTİ ittifakı veya DSP, Saadet Partisi gibi gerici – faşist burjuva partilerinden hiç birine tek oy verilmemelidir.
HDP’nin aday gösterebildiği yerlerde yozlaşmamış HDP adaylarına oy verilmelidir.
HDP’nin aday çıkarmadığı, bağımsız devrimci / demokrat adayların bulunduğu yerellerde bağımsız devrimci adaylara destek olunmalıdır.
Daha özgür günlerde ve daha özgür NEWROZ bayramlarında buluşacağımız umuduyla;
Bijî Newroz! Bijî Kurdistan!
Bijî azadî, bijî sosyalîzm!
13 Mart 2019
Partîya Kominîsta Kurdistan
( KKP )
Merkez Komitesi