Home / Güncel / BIJİ YEK GULAN! KKP Merkez Komitesi

BIJİ YEK GULAN! KKP Merkez Komitesi

1 Mayıs Esarete Karşı Bağımsızlık İsteyen Halkımıza ve Proletaryaya Kutlu Olsun!

İşçiler, emekçiler;

Dünya işçi sınıfının 130 yıldır kutlanan 1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü yaklaşıyor. Uluslararası proletaryanın bayramı, tüm işçilere ve emekçilere kutlu olsun.

İşçi sınıfı kapitalizmin onsuz var olamayacağı asıl üretken sınıftır. Tüm ürünleri, değerleri işçiler yaratır. Ama işçi sınıfının yarattığı değerlerin çok büyük bir bölümüne burjuvazi el koyar. El konulan artık değerle bir yandan sermaye büyütülürken, diğer yandan burjuvaziyi koruyacak her türden asalak ara tabakalar beslenir. İrili ufaklı devlet bürokrasisi, subaylar, polisler, yargıçlar, mafya elemanları gibi.

İşçi sınıfı, kapitalizmin sömürü ve esaret zincirlerini kırmaksızın sefaletten, insanlık-dışı ücret köleliğinden kurtulamayacaktır.

Proletarya; vaktini çoktan doldurmuş bu ekonomik-toplumsal düzeni yıkmaya mecbur en devrimci sınıftır. Üstelik kapitalizm işçi sınıfını durmadan büyütmektedir. Düzenin yıkıma uğrattığı küçük mülk sahibi emekçiler, köylüler, esnaflar, zanaatkarlar, işlerini kaybeden küçük memurlar, okullarını bitirip proletaryanın arasına fırlatılan gençler bir yandan gün be gün proletaryanın saflarına katılmakta; öte yandan her gün sayısız proleter çalıştığı işinden atılıp ‘yedek proleter ordusu’ kitlelerine dahil olmakta; diğer yandan proletaryanın ezici bir çoğunluğu prekarya denen ‘en alttakiler’ tabakasına savrulmaktadır.

Proletaryayı kapitalizmi yıkacak en devrimci sınıf yapan özellikler, onun sınıfsal varlık koşullarında mevcuttur. İşçi sınıfı dışı güçler, kapitalist düzeni tamir etme çabalarından öte geçemezler. Günbegün yıkıma uğramasına rağmen köşe dönme umudunu henüz kaybetmeyen küçük mülk sahiplerinin şu ya da bu oranda kapitalizmle bağları, ondan sağladıkları çıkarları vardır. Bunların sistemden zarar gördükleri oranda kimi reformlar, iyileştirmeler, ıslahatlar peşinde koşanları proletaryayı ayartmak, onu sistem içi iyileştirmeler uğruna peşlerine takmak için çaba içindedir. Hatta pek çoğu proletaryanın dünya görüşü komünizmi ‘temsil ettiğini’ bile iddia eder. Böyleleri komünizm maskesiyle, komünizmi çarpıtan, onu ‘yenileme’, eskidiğini iddia ettikleri özünü bozarak bu öze sözde ‘yeni içerik katma’ adına tanınmaz hale getiren kuzu postuna bürünmüş sınıf düşmanlarıdır.

Proletaryanın sınıf düşmanlarının Marx’ı, Lenin’i, Stalin’i kendi zamanlarında işe yaramış; ama artık ‘aşılmış’, çağdışı kalmış sayıp; onların teorilerini sözde ‘yenileme’, güya ‘taş üstüne taş koyma’ iddiasıyla teoriyi iğdiş ederek düzene uydurmaları burjuvazinin dikkatinden kaçmıyor. Burjuvazi her ülkede bunların önünü açıyor, komünizm adını taşıyan ruhsatlı partiler kurmalarına, ruhsatlı fikirlerini yaymalarına izin veriyor. Böylelerinin ‘yenilenme, yeniden kurma, yeniden üretme’ kisvesiyle komünizmi ehlileştirmelerine her yolla destek oluyor. Onlar da vaziflerini aşkla, şevkle, iştahla yapıyorlar. Bu vazife onların ekmek kapısıdır, buna ‘’siyasi ekmek’’(!) diyorlar.

‘Komünizmin bir devri kapandı, yeni dönemi kaçınılmaz; o halde bu yeni dönemi şimdiden nasıl manüple ederiz, nasıl yolundan saptırırız, komünizme meyilli hareketleri nasıl ıslah eder de kapitalizme içkinleştiririz’ diyen burjuvazinin ‘artık devri tamamlandı’ dediği komünizmden bu denli korkmasının, onu ‘aşılmış’, ancak ‘yeni bir biçimde’, yani kendi istedikleri biçimde hayat bulabilecek bir akım olarak yansıtmalarının sebebi boş değil.

Burjuvazi komünizmden korkuyor. O yüzden geçmişine saldırıyor, geçmişinde kusurlar, eksiklikler, vahim suçlar ve cinayetler, kara lekeler buluyor; geleceğini kendi gönlüne göre şekillendirmek için binbir takla atıyor. Bunun için eski tüfekleri, eski kurtları çakal gibi ortalığa salıyor.

Burjuvazi proletaryadan korkuyor. Onun için ‘artık proletarya mı kaldı, hani nerde bu proletarya’ diye yaygara koparıyor. Ama proletaryanın elini kolunu bağlamak için binbir hile, binbir tertip, oyun, baskı, zorbalığı da elden bırakmıyor.

Proletarya her yerdedir; her lokma ekmekte, her yudum içecekte proletaryanın alın teri, göz nuru, beyin zonklaması vardır. Ömrünü uzatmak için her yola başvuran, bu yüzden doğayı, birikmiş tüm zenginlikleri, tekniği, insanlığı boyunduruğuna alan; insanın bugününü ve geleceğini mahveden; her gün yeni bir illet, yeni bir felaket, yeni bir yıkım, yeni bir musibet yaratmayı kendi mevcudiyetinin kerameti, işlediği tüm cürümleri ise marifet sayan kapitalizmi yıkmaya, komünizmi kurmaya, kendini kurtarırken tüm insanlığı da kurtarmaya yetenekli biricik sınıftır. Son Korona salgınının ortaya çıkardığı gibi; proletarya tarihsel görevini bir kez daha üstlenmek zorundadır. Aksi taktirde daha vahşi, daha dehşetli, daha tahripkar felaketler kaçınılmazdır.

Kürdistan’da proletaryanın rolü daha da önemlidir. Ulusal kurtuluş, bağımsızlık ve özgürlük bayrağını zafer burcuna dikmeye yetenekli tek devrimci sınıf Kürdistan proletaryasıdır. Partimiz, bu yüzden tüzüğünde kendisini ‘genel olarak emekçilerin, halkın partisi’ olarak değil; ‘Kürdistan proletaryasının partisi’ olarak tanımlamıştır. Gerçek Partiya Komünista Kürdistan – KKP ‘ruhsatlı parti’ değildir; illegaldir. TC devletinin mevcut Anayasası, ceza yasası, siyasi partiler yasası kısacası TC mevzuatı ne gerçek Komünist partisi, ne de Kürdistan partisi kurmaya cevaz vermemektedir. Bu isimleri taşıyan partilerin aldıkları icazet ve ruhsatlar muallaktadır. Burjuvaziden kopmayan, burjuvazinin CHP, Saadet Partisi, İyi Parti gibi şövenist, dinci ya da faşist partilerini ‘demokrasi ittifakı ya da cephesinin bileşenleri’ sayan sözde Kürt partileri özünde ‘Türkiye’ partileridir; Erdoğan faşizminin demokrasi(!) vitrininin süsleridir. Proletarya ve halkımız bu partilere mecbur ve mahkum değildir. Eninde sonunda hepsini ait oldukları yere, CHP’nin koltuk değnekçiliğine yollayacaktır.

Yaşasın 1 Mayıs!

Yaşasın enternasyonalizm!

Yaşasın sosyalizm!

 

26. 04. 2020

Partiya Komunist a Kurdistan – KKP
Merkez Komitesi

Bölüme ait diğer yazılardan!

KÜRDİSTAN HAKLARINA! NEWROZ PÎROZ BE!

Kürdistan Halklarına! NEWROZ PÎROZ BE! Dünyanın değişik bölgelerinde Emperyalist güçler arası hegemonya savaşı, Dünyanın zenginliklerine …