Perşembe , Mart 28 2024
Home / Güncel / Sömürgeci faşist Türk devletinin Halkımızın İradesini Gaspına Karşı Hep Birlikte Baş Kaldıralım!

Sömürgeci faşist Türk devletinin Halkımızın İradesini Gaspına Karşı Hep Birlikte Baş Kaldıralım!

Sömürgeci faşist Türk devletinin Halkımızın İradesini Gaspına Karşı Hep Birlikte Baş Kaldıralım!

Kürt düşmanı sömürgeci faşist Türk devleti, Kürdistan parçalarındaki askeri saldırılarını yoğun biçimde sürdürüyor. Bakur’da, Başur’da, Rojava’da dağı taşı bombalıyor; her gün kadın yaşlı ve çocuk demeden insanlarımızı katlediyor; Kürdistan doğasını tahrip ediyor.

AKP-MHP yönetimindeki faşist Türk rejimi kaynakları tüketen savaş bütçesi, sermaye transferi zorbalığı, derin ekonomik kriz, işsizlik, gelir adaletsizliği, çarpık sağlık sistemi yanısıra salgınla mücadele adı altında daha da artırdığı faşist uygulamalarıyla tüm Türkiye’yi zindana, Kürdistan’ı ise cehenneme çeviriyor.

Sömürgeci Türk rejimi Başur’dan sonra Rojava’da da halkımızın önemli kazanımlar elde etmesi ve demokratik özerk yönetimini kurmasıni kendi ‘bekası’ için tehdit olarak görmüş; Başur’da ve Rojava’da halkımızın üzerine önce İŞİD çetelerini sürmüş, bunlar vasıtasıyla kentlerimizi, köylerimizi yakıp yıktırmış, kadın ve çocuklarımızı kaçırtıp köle pazarlarında sattırmış, katliamlar gerçekleştirmiş ama istediği sonuçlara ulaşamamıştı. İŞİD’i ve öteki çeteleri hem Rojava’da hem Başur’da yenilgiye uğratan halkımız tüm dünyanın sempatisini kazanmış; Kürt ve Kürdistan gerçeği net biçimde uluslararası kamuoyunun önünde sergilenmiş; 100 yıllık Sykes – Picot anlaşması, Lozan anlaşması gibi Kürdistan’ı parçalayıp sömürgeci devletlerin boyunduruğuna veren anlaşmaların ipliği pazara çıkmıştı. İşte bu noktada Türk devleti bizzat kendisi harekete geçti. 2016, 2018, 2019’da parça parça Rojava’nın kilit noktalarını işgal etti; 12 bin kilometrekareden fazla Rojava toprağını zapt etti. Buralarda kendi sömürgeci rejimini kurdu, bu toprakları resmen değilse de fiilen ilhak etti. Halkımızdan binlerce insanı yurdundan sürdü, geride kalanları ise her gün katlederek, çetelerle ve kendi askerleriyle taciz ederek yerlerinden sürmeye çalışıyor.

Sömürgeci faşist TC devletini paniğe uğratan diğer bir gelişme 2015 Haziran genel seçimlerinde ortaya çıkan seçim sonuçlarıydı. Bu seçim sonuçları karşısında şaşkına dönen faşist T.C. rejimi seçimleri derhal iptal etti; Suruç – Ankara katliamlarını tertipleyip terör ve şiddeti tırmandırarak, yoğun baskı ve hile ortamında 1 Kasım seçimlerini düzenledi. Ardından 2016’da sahte 15 Temmuz askeri darbe senaryosuyla kendi gerçek darbesini gerçekleştirdi ve OHAL – KHK düzeni ile halkımıza karşı topyekun bir savaş içine girdi. Halkımızın büyük bedeller vererek elde etmiş olduğu tüm kazanımlarına karşı çıldırmış kuduz it misali saldırganlaştı. Meclisteki tüm devlet partilerinin işbirliğiyle dokunulmazlıklarını kaldırdığı HDP milletvekillerini ve KCK tutuklamalarıyla onbinlerce insanımızı cezaevlerine attı. Bu ortamda yapılan 2017 Nisan Anayasa oylaması ile 12 Eylül faşist anayasası daha da faşistleştirilerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri anayasal faşizmi tesis etti ve ’’Yeni Türkiye’’yi ilan etti. Belediyelere kayyumlar atandı, seçilmiş başkanlar, yöneticiler hapislere atıldı. Öyle ki kazanılmış 81 belediyenin çoğu kayyumlar tarafından işgal edildi. ’’Yeni Türkiye’’yi ve yeni sistemi resmen yürürlüğe koymak için seçimleri erkene çekerek 2018 Haziran’ında baskın genel seçimleri gerçekleştirdi. Herşeye rağmen sindirme politikaları tutmadı. Halkımız bu çetin ve zor koşullarda kendi iradesine sahip çıktı ve HDP’nin etrafında kenetlendi.

Ardından 31 Mart 2019 yerel seçimler sürecinde halkımız onurlu duruşunu sürdürdü ve bir kez daha lanetlik faşist Türk devletine gereken dersi irade beyanıyla verdi. Tayyib’in ‘’yine kayyum atarız’’ tehditlerine ve tüm baskı ve zorluklara rağmen halkımız 65 belediyeyi kazanmayı başardı. Fakat rejim seçimlerin üzerinden fazla vakit geçmeden tekrar Kürdistan’daki HDP’li belediyeleri gasp etti; peşpeşe belediyelere baskınlar yapıldı, seçilmiş başkanlar ve yöneticiler tutuklandı; 31 Mart seçimlerinde kazanılan belediyelerin çoğunluğuna el konuldu.

Sömürgeci faşist Türk devletinin başındaki AKP-MHP çetesi son olarak Iğdır, Siirt, Kurtalan, Baykan ve Altınova’da HDP’li belediyeleri cebir ile gasp etti. Iğdır Belediye Başkanı Yaşar Akkuş, Siirt Belediye Eşbaşkanı Berivan Helen Işık, Baykan Belediye Eşbaşkanı Ramazan Sarsılmaz, Kurtalan Belediye Eşbaşkanı Baran Akgül, Muş’un Korkut ilçesi Altınova Beldesi Belediye Eşbaşkanı Casim Budak hem görevlerinden alınarak yerlerine kayyum atandı; hem de hapse atıldılar.

Faşist Türk İçişleri Bakanlığı salgın sürecinde de kayyum atamasını aralıksız sürdürdü. Belediye eşbaşkanlarının gözaltına alınmasıyla birlikte evlerine baskınlar düzenlendi, belediye binaları polis ablukasına alındı. Halkımızın belediyelerine atanan kayyum sayısı böylelikle bir yılda 53’e yükseldi.

Salgının ilk döneminde halkımızın 5 belediyesini daha gasp etti. Halkımızın kazandığı 65 belediyeden bir yıl içinde sadece 12’si elde kaldı.

Sonuçta Halkımızın elinde kalan belediyeler şunlar: Kars merkez; Adıyaman’ın Kömür; Ağrı’nın Doğubayazıt, Diyadin, Patnos; Amed’in Çınar, Dicle; Elazığ’ın Sarıcan; Erzurum’un Karaçoban; Iğdır’ın Hoşhaber; Şırnak’ın Silopi, Balveren belediyeleri. HDP’nin elinde kayyum atanmayan tek il Kars kaldı.

Bütün bu saldırılar karşısında sözde muhalefet partileri ise kıllarını kıpırdatmadılar. Lafta ‘demokrasi ittifakı’ palavrası savuran ana muhalefet burjuva partisi sahte timsah gözyaşları dökmekten öte bir tavır geliştirmedi.

Düşmanın saldırılarını püskürtecek şey elbette halkımızın kararlı öz direnişidir. Bununla birlikte, TC çapında demokrasi taleb eden Türk ve diğer halklar da saldırılarının en sivri ucunu Kürdistan’a yönelten sömürgeci faşist rejime karşı halkımızla dayanışma ve ittifak halinde olmalı; halkımızın iradesinin gasp edilmesine karşı seslerini ve direnişlerini yükseltmelidirler.

AKP – MHP diktatörlüğü talancı faşist zihniyetin tam bir darbe rejimidir. Darbecidir, genel olarak demokrasinin ve özelde tüm Kürdistan parçalarında halkımızın iradesinin düşmanıdır. Türk devletinin bu karakteri son ‘Bahçeli affı’yla bir kez daha açığa çıkmıştır. Mafya şeflerini, en adi suçluları sokağa salan rejim, çoğunluğu Kürtlerden oluşan siyasi tutsakları zulüm altında salgınla karşı karşıya bıraktı. Aynı şekilde, özgürce sanatlarını ve mesleklerini icra etmek isteyen Grup Yorum üyelerinin ve avukatların ölüm oruçlarında can vermeye terkedilmeleri de bu faşist rejimin niteliğini gözler önüne sergiledi.

T.C. devleti Kuzey Kürdistan’da faşist baskı ve şiddet politikalarında sonuç alamayacağını çok iyi biliyor; ancak kaçınılmaz akıbetini geciktirmek ve yıkılışını uzatmak için faşist şiddet ve saldırı politikalarında ısrar ediyor.

Faşist saldırılar, gözaltı ve tutuklamalar Kürdistan halkının iradesini asla kıramaz, halkımız sömürgeci faşist devletin saldırılarını Kürdistan´ın her parçasında kıracak; TC sömürgeciliğini ve faşizmi er ya da geç söküp mutlaka tarihin çöplüğüne atacaktır. Dost da düşman da bunu böyle bilmelidir.

TC devleti Kürdistan’a saldırılarını yalnızca Bakur ve Rojava ile sınırlamıyor. Çoktandır Başur da onun hedeferi arasında. Başur’da sürekli hava saldırıları, nokta operasyonları gerçekleştiriyor. Güney Kürdistan’ı ekonomik, politik, diplomatik olarak kıskaca aldığı yetmezmiş gibi; orda çok sayıda askeri üssü de bulunuyor. Şimdilerde ise Güney Kürdistan’da Kürtler arası çelişkiyi çatışmalara dönüştürmeyi tezgahlamaya başlamış durumda. Özellikle Zine Werte’de bırakuji planını uygulamaya çalışıyor.

Güney’deki halkımızı ve tüm Kürdistanlı örgütleri faşist T.C. Devletinin bu planını hep birlikte boşa çıkarmaya çağırıyoruz.

Gün birlik günüdür. Ulusumuzun dört parçada dayanışmasını, birliğini örelim. Halkımızın temel çıkarlarını küçük hesaplara kurban etmeyelim. Ulus olarak çıkarımızı herşeyin üstünde tutma günüdür. Ancak bu duruş ve söylemlerle mücadeleyi dört parçada başarıyla taçlandırabilliriz.

Partî û Saziyên Kurdistaniyên li Ewrupa:

1. YNK (Yektiya Niştimanî Kurdistan)
2. Tevgêra GORRAN
3. KCDK-E (Kongra Civaka Kurdistaniyan-Ewrupa)
4. TJK-E (Tevgêra Jinên Kurdistanê-Ewrupa)
5. Partiya ŞÛÎ Kurdistana Başûr
6. Partiya Zahmetkêşan – Başûr
7. PADÊ (Partiya Azadî û Demokrasiya Êzîdiya)
8. Tevgêrê Azadî
9. PYD (Partiya Yekîtiya Demokrat)
10. P.D.K.S (Partiya Demoqrat a Kurdi ya Sûrî)
11. Partiya Çep a Kurd li Sûrî.
12. Tevgera Nûjen ya Kurdistanî-Sûrya.
13. PÇDKS (Partiya Çep a Demoqrat a Kurd li Sûriyê.)
14. Partiya Demokrata Kurd li Sûriya (El Partî).
15. Partiya Çep a Demokrat li Sûriya.
16. Partiya Rêkeftin a Kurd li Sûrya.
17. Partiya Çaksaziya Kurd li Sûriya.
18. Partiya Kesk a Kurdistanî li Sûriya.
19. Partiya Demokrata Kurdistanî li Sûrya.
20. Partiya Komanist a Kurdistanî li Sûriya.
21. PÎK (Partiya Îslamiya Kurdistan)
22. KKP (Partiya Kominista Kurdistan)
23. Tevgera Kawa
24. PJAK (Partiya Jiyana Azada Kurdistan)
25. Yakyatî Şoreşgêrî Kurdistan
26. KODAR (Civaka Demokratîk û Azada Rojhelatĕ Kurdistan)
27. KJAR (Civaka Jinên Rojhelatî Kurdistan)
28. Platforma Horam
29. Plattform Zagros
30. Plattform Yarsan
31. Yarî Kurd
32. Tevçand (Tevgera Çand û Hunera Kurd)
33. Kurdische Gemeinde Stuttgart e.V
34. FEDA (Federesyona Elewîyên Kurdistan)
35. NAV – YEK (Federasyona Komelên Êzidiya)
36. Kurdische Zentrum Berlin
37. CIK (Civaka Islamiya Kurdistan)
38. Enstituta Kurdî – Almanaya
39. Enstituta Kurdî – Bruksel
40. MŞD (Meclîsa Şingal a Derveyî Welat)
41. YMK (Yekîtîya Mamostayên Kurdistan)
42. YES (Yekitiya Êzdiyên Sûri)
43. Kurdisch Gemeinde Brandenburg – Berlîn
44. Dachverband der Êzidischen Frauenräte
45. DKF (Deutsch-Kurdisches Forum) e.V Dresden
46. Mezopotamya Halk Kongresi.
47. Mezopotamya Özgürlük Partisi.
48. Kurdistan Human Rights Association

Bölüme ait diğer yazılardan!

YÜZÜNCÜ YILINDA LOZAN ESARETİ! KKP

Yüzyılı aşkındır, halkımız ulusal ve demokratik talepleri için ayağa kalkarak, büyük mücadeleler vererek, zaman zaman …