Home / Güncel / TARİH SİLİNMEZ!

TARİH SİLİNMEZ!

Yunanistan Komünist Partisi (KKE)
Merkez Komitesi Basın Bürosu’nun Ukrayna’daki Savaşa İlişkin Açıklaması:


TARİH SİLİNMEZ!

Bazılarının dünyayı daha “barışçıl” ve “güvenli” yapacağını varsayarak bayram ettiği Sovyetler Birliği’nin çözülüşünden ve sosyalizmin yıkılışından 30 yıl sonra, Yugoslavya ve diğerlerinin ardından Avrupa topraklarında başka bir emperyalist savaş patlak verdi.
Rusya’nın yıllardır patlamaya hazır hale getirilmiş olan Ukrayna’ya dönük kabul edilemez müdahalesi savaşın tipik başlangıcını teşkil etti.
Her iki cenahın da öne sürdüğü mazeretler bir kenara bırakılacak olursa, Ukrayna’daki savaş birbiriyle kavga halindeki iki fraksiyonun, her şeyden önce etki alanlarına, pazar paylarına, hammadelere, enerji planlarına ve taşımacılık rotalarına, diplomatik-siyasal araçlarla ve kırılgan tavizlerle çözülmesi imkansız hale gelen çelişkilerine odaklanan, keskinleşen rekabetlerinin neticesidir.
Bir cenahta Kiev’in gerici hükümetini, Ukrayna’daki paramiliter örgütlenmeleri ve faşist grupları destekleyen ve yıllardır Rusya’nın iktisadî, siyasî ve askerî olarak kuşatılması amacını taşıyan bölgesel iddialarını ilerleten (NATO’nun Doğu Avrupa ülkelerini içine alacak şekilde genişlemesi, füze koruma kalkanı vs.) ABD, NATO ve AB bulunmaktadır.
Diğer cenahta, eski SSCB ülkelerini kapitalizm çatısı altında birleştirme planlarını uygulamaya koyan ve bu doğrultuda geçtiğimiz yıllarda Kırım’ın Rusya Federasyonu’na ilhakını gerçekleştiren ve kısa süre önce de Donetsk ve Lugansk’taki sözde “Halk Cumhuriyetleri”ni tanıyan kapitalist Rusya bulunmaktadır.
Bu durum bir kez daha teyit ediyor ki savaş, aynı politikaların zor araçlarıyla sürdürülmesinden başka bir şey değildir. Mevcut durum, emperyalist savaşın, onun yarattığı ölüm ve yıkımın kaynağının kapitalist rekabet olduğunun kanıtıdır.
Savaş, halkları sosyalizm koşullarında on yıllar boyunca kardeşçe yaşayan ve birlikte gelişme kaydeden iki ülke, Rusya ve Ukrayna, arasında yaşanıyor. Her iki cenah da bu gerçeği antikomünizmi ve antisovyetizmi mobilize etmek suretiyle halkların tarihsel belleğinden silmeye çalışıyor. Ancak, tarih silinmez. Tarih, tam aksine, bize gösteriyor ki bu durumdan çıkış yolu, yoksulluk ve savaş doğuran kapitalist sistemle çelişki halindedir. Bugün, bu iki halk ve tüm halklar işte bu çıkış yolunu takip etmelidir.
Mevcut askerî karşı karşıya geliş çoktan, esasen emperyalist sistemin liderlik koltuğuna oturmak üzere (ABD-AB-Çin-Rusya vs. tarafından) yürütülecek olan ölçeğini tahmin etmesi zor bir savaşa doğru ilerliyor. Mağdurlar bir kez daha bu gerilimlere taraf olan ülkelerin halkları ve bu çekişmenin iktisadî ve jeopolitik çıktılarının etkileyeceği tüm dünya halklarıdır.
Yunanistan, Yunan burjuvazisinin jeostratejik konumunu geliştirmek üzere emperyalist rekabete aktif şekilde katılım göstermektedir. Bu, halklara karşı işlenecek olan yeni cürümlerle ortaya çıkarılacak olan “pastanın” yağmalanması ve yeniden paylaşılmasına dahil olmaktan başka anlama gelmiyor.
Yunanistan’ın Yeni Demokrasi, PASOK ve SYRIZA liderliğinde kurulan hükümetleri, NATO’nun genişlemesi ve Rusya’nın kuşatılması doğrultusunda bu katliam örgütünün karar ve planlarının tamamını desteklemişlerdi. Bu hükümetler, ülkede Doğu Avrupa’daki askerî kuvvetlerin sevk ve ilerlemesinde bir bağlantı noktası olarak işlev görecek yeni ABD-NATO üslerinin, örneğin Aleksandrupoli’deki (Dedeağaç) üs, kurulmasının yolunu açtılar. Ülkemiz, bu şekilde başka ülkelere karşı işlenen suçların “faili” haline gelmekle kalmadı, aynı zamanda “kurban” pozisyonuna da düştü, zira otomatikman olası bir misillemenin hedefi haline geldi. Rusya Aleksandrupoli ve diğer askerî üsler konusunda çoktan ültimatom verdi bile ve zaten ülkemiz bunun iktisadî faturasını, pahalılık, yakıt fiyatlarının yükselmesi, enerji kıtlığı ve silahlanma ile öder durumda. Tüm bunlara ek olarak, Türk burjuvazisinin Ege ve Kıbrıs konularındaki iştahı da kabul edilemez iddialarıyla birlikte açılmış vaziyette.
Halkımızın çıkarları doğrultusunda verilecek yanıt halk ve ülke olarak şu ya da bu emperyalist kutuptan yana tavır alarak seferber olmak değildir. Önümüzde duran ikilem ABD mi Rusya mı, NATO mu Rusya mı değildir. İşçilerin ve halkların mücadelesi tüm burjuva ve emperyalist planlardan uzakta, bağımsız bir hat inşa etmelidir.
Bu yeni suç karşısında tek bir yanıt olabilir: Emperyalist savaşa hayır! Egemen olanlar, yalnızca, hem Ukrayna hem Rusya hem de tüm dünyada onları katliama sürükleyen ülkelerinin burjuva sınıflarını ve hükümetlerini mahkum etmesi gereken, halklardır. Yunanistan’ın bu sürecin bir parçası haline gelmesine ve sürece doğrudan dahil olmasına derhal son verilmelidir. Derhal ülkemizdeki ABD-NATO askerî üsleri kapatılmalıdır. NATO ve AB emperyalist birliklerden kurtulma ve onların yerine halk egemenliğini geçirme mücadelesi güçlenmedir.

Bölüme ait diğer yazılardan!

KÜRDİSTAN HAKLARINA! NEWROZ PÎROZ BE!

Kürdistan Halklarına! NEWROZ PÎROZ BE! Dünyanın değişik bölgelerinde Emperyalist güçler arası hegemonya savaşı, Dünyanın zenginliklerine …