DENGÊ KURDÎSTAN 12 Eylül yıllarında sadece KKP’nin değil, onun yanısıra, devrimci mücadelenin, işçi ve emekçi halk muhalefetinin de Kürdistan’da sesi soluğu oldu. Erzurum, Kars, Dersim, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Maraş, Antep, Urfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Varto’ya kadar elden dağıtımı yapılan yayın organı ilkel tekniklerle Kürdistan’da basılıyordu. Kimi zaman mağaralarda, kimi zaman samanlıklarda, mahzenlerde basılan DENGÊ KURDÎSTAN burjuva basınında yer verilmeyen direnişlere, çatışmalara, grevlere yer veriyordu. BATMAN’DA BİR GRUP RAFİNERİ İŞÇİSİ tarafından yazılan aşağıdaki mektup TKEP Kürdistan Özerk Örgütü yayın organı olarak illegal basılan DENGÊ KURDÎSTAN gazetesinin DENGÊ KURDÎSTAN Hêjmara: 2 Tarîx: 01. 01. 1982 baskısından alınmadır.
Mektup 12 Eylül yıllarında Batman petrol işçilerinin yaşama ve çalışma koşullarını gayet özlü biçimde tasvir ediyor. Bugün OHAL koşullarında durum nedir? Aradan geçen 37 yıl içinde hangi iyileştirmeler gerçekleşmiştir. Özünde işçilerin ne yaşama, ne çalışma koşullarında temelli bir değişiklik olmamıştır. Bu yazıyı okuyacak olan Batman petrol işçileri bunu teyid edeceklerdir.
REDAKSİYON
————————————————————————————————–
BATMAN PETROL İŞÇİLERİ SESLENİYOR
12 Eylül’den sonra Petrol – İş yöneticilerinin TPAO kapısından içeri girişleri yasaklandı. Kamp yerlerine girişleri yasaklandı. Yani tüm sendikal haklar ayaklar altına alındı. Sendikamızın her girişimine işveren, sırtını çevirerek, cevap vermiyor. Şu durumda Petrol – İş ha var, ha yok gibi.
Toplu iş sözleşmelerinde 12 Eylül’den önce 500 lira veren işveren daha sonra bu günlük ücreti fazla buluyordu. Diğer taraftan aynı işyerinde çalışan işçiler farklı ücretler almakta, %70’lik zammın eklendiği ücretler çapraşık bir tablo ortaya koymaktadır. Bir işçi 300 lira ücret alırken diğeri 500 lira alabilmektedir.
12 Eylül’den sonra bazı servislerin işçilere açık olan kapıları kapatıldı. Gaye, işe giderken, uzak yerden uzun mesafe aldırmak; işçiyi evinden erken çıkmaya zorlamaktır. Bazı servislerde mesai 8’de başladığı halde işçiler 7.30’da gelmeye zorlanıyorlar.
Sondaj işçileri için en büyük dert sürgündür. Çoğunun evi Batman’da olduğu, çocukları burada okula gittiği halde, işveren en küçük bir bahaneyle sürgün fermanı hazırlamaktadır. Hiç bir sondajcı sesini kimseye duyuramamaktadır.
Disiplin Kurulu’na sendikacılar sokulmuyor. Bu münasebetle işveren istediği cezayı verebiliyor. Disipline düşmeme korkusuyla işçilere istediklerini yaptırmaya çalışıyorlar.
Adıyaman, Nusaybin, Dörtyol, Diyarbakır ve Batman’da üretim ve sondaj gibi kamplarda, servis arabası ile iş yerine gidenler, işverenin temin edebileceği bir vasıta ile işe giderler. Bu vasıtalar genellikle çok berbat oluyorlar ve işçiler sürü gibi dolduruluyorlar.
Daha önce rafineri, üretim, sondaj, makine bakım ve diğer servislerde çalışanları taşıyan araçlar içeriye kadar bırakılıyorlardı. Şimdi ise giriş kapısında bırakılıp yağmurda ve soğukta yürümek zorunda bırakılıyor.
Şoförler için en büyük dert, bakım ve kontrolleri iyi yapılmayan araçların yollarda şaft atması, tekerlek patlaması, rot çıkması gibi tehlikeli arızalara yol açılmasıdır.
İş güvenliği görevlileri, işçinin can güvenliğini kontrol etmekle görevli oldukları halde işyerlerine gelmemektedirler. Kamplarda yedek araç ve ilk yardım malzemesi genellikle bulunmamaktadır. İş kazası geçirildiğinde, ustabaşının ya da mühendisin arabasını almak için adeta onlara yalvarma durumu olmaktadır.
Mazot, gaz, vs. üreten bizler kışın soğukta bu maddeleri bulamıyoruz.
Rafinerinin bakımı iyi yapılmamakta, eskimiş parçalar zamanında değiştirilmemektedir. Onun için işçisi ve halkı her an korku içinde yaşamaktadır. Daha geçenlerde bakımı yapılmamış eski bir büyük tankın infilak etmesi yüzünden Batman kül olmaktan şans eseri kurtuldu.
BATMAN’DA BİR GRUP RAFİNERİ İŞÇİSİ