___________________________________________________________________________
birlik yolu
BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİ BİRLEŞİN..!
sayı:14 25 Temmuz 1981
___________________________________________________________________________
Ser Verip Sır Vermeyen Yiğitler, Sizler, Devrimin Onuru Olarak Daima Yaşayacaksınız!…
ADIYAMAN’DA İKİ KOMÜNİST İŞKENCEDE ŞEHİT EDİLDİ!..
Evren iti, halkı ve dünya kamuoyunu ”teskin” etmek için, ”işkence yok” diyordu. Ama bu yalanı işkencede ölen onlarca devrimcinin, şekilsizleşmiş, parçalanmış cesetleri tarafından her gün biraz daha ortaya çıkıyor.
Faşizmin üniformalı köpekleri bu vahşeti en koyu biçimde Adıyaman’daki BÜYÜK OPERASYON’da da gösterdiler. Zindanlara tıktıkları binden fazla emekçi, devrimci işkenceler altında her gün ölümle yüzyüze.
Faşist cellatlar, son olarak iki komünisti daha işkencede şehit ettiler. Bunlar: TKEP – KÖÖ üyesi, halk önderleri, Yusuf Ali Erbay ve Halil Uluğ yoldaşlarımızdı.
YUSUF ALİ ERBAY, yoksul bir köylüydü. Otuzsekiz yaşında ve dört çocuk babasıydı. 1972’den bu yana devrimi saflarda mücadele etmekteydi. 1973’de THKO’ya katıldı. THKO içinde Maocularla ayrışmadan sonra THKO/MB safında mücadelesine devam etti. TKEP KÜRDİSTAN ÖZERK ÖRGÜTÜ Adıyaman İl Komitesi’nin basım ve dağıtımdan sorumlu üyesi idi. 12 Eylül faşist darbesinin öncesinden beri aranmakta idi. Bütün zorluklara ve hastalığına rağmen, gözünü kırpmadan mücadelesini sürdürdü. 19 Mayıs günü, dört yoldaşıyla birlikte faşist köpeklere esir düştü. Adıyaman’daki çömezleriyle yetinmeyip, Ankara’dan özel MİT ekibi gönderen faşist cuntanın uzman cellarları tarafından, Haziran ortasında işkencede şehit edildi.
HALİL ULUĞ, yoksul bir köylüydü. Yirmiüç yaşında idi. 1975’ten bu yana devrimci örgütlü mücadele sürdürmekte idi. TKEP KÜRDİSTAN ÖZERK ÖRGÜTÜ Gölbaşı Mahalli Komitesi üyesiydi. İllegal dağ çalışmasında, askeri faaliyetlerde yetenekli bir uzman olarak görev almıştı. 12 Eylül’den sonra faşist cuntanın yörede ele geçirmek için yoğun çaba sarf ettiği yoldaşlarımızdan biri idi. Haziran başında faşizme esir düştü. MİT’çi cellatlar tarafından işkence edilerek şehit edildi.
Her iki yoldaşın da cenazesini, faşist köpekler gizlice ve sahiplerine vermeden gömmeye çalıştılar. Ancak Yusuf Ali Erbay’ın cennazesi, içinden yetiştiği emekçi köylüler tarafından zorla alınarak, kalabalık bir törenle gömüldü. Törene mani olmak isteyen isteyen komandoları, halk püskürttü. Halil yoldaşın cenazesi ise kaçırılarak faşist cellatlar tarafından gömüldü. Cenazesinin köylüler tarafından alınmaması için faşist köpekler hala mezar üzerinde nöbet tutmaktalar.
Bugün hala işkencehanelerde bulunan komüistler de her an ölümle karşı karşıyalar. Vahşet, sadizm, sapıklık… Bütün bunlar MİT’çi kahpelerin mayası haline getirilmiş.
Şu yüce insanlık, bu sefilleri içinden atmadıkça, yüz karasını temizleyemeyecektir…