Cumartesi , Nisan 27 2024
Home / Parti Yaşamı / Adıyaman – Celikhan Olayları GEÇMİŞTEN GELECEĞE KKP / Parti arşivinden

Adıyaman – Celikhan Olayları GEÇMİŞTEN GELECEĞE KKP / Parti arşivinden

__________________________________________
birlik yolu

BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİ BİRLEŞİN!..
_____________________________________________
Sayı: 21
Yıl: 2
Ekim 1982
____________________________________________
Faşist Cuntanın Kürt Halkına Zulmü Koyulaşarak Devam Ediyor

Adıyaman – Celikhan Olayları

”Faşist cuntanın Kürdistan’da uyguladığı ulusal baskı ve terör her gün artmaktadır. ”Operasyonlar” adı altında köylerde sürdürdüğü sürek avları ile Kürt halkını canından bezdirmekte, namusuyla oynamakta, onurunu çiğnemektedir. Aşağıdaki mektup, Adıyaman ve çevresinde daha yoğun bir şekilde yürütülen bu aşağılık uygulamaların sadece bir parçasını dile getirmektedir.”

Faşist cunta ve onun köpeği olan yüzbaşı Karabela (bu isimi ona halk takmıştır) kadınların göğüslerine süngüyü dayayacak kadar namussuzlaşmıştır. Esirlere dahi yapılmayacak muameleleri, Karabela denilen bu kahpe çocuğu biz Çelikhan ve Adıyaman merkez köyleri halkına yapmıştır. Evet, bunları yapan TC ordusunun Adıyaman cezaevinde görevli bir subayıdır.

Bundan bir süre önce Adıyaman merkez köylerinde oturan, aynı zamanda merkezinde patronluk yapan muhbir Mehmet Bozatan evinde yemek üzerinde iken bilinmeyen üç kişi tarafından öldürülür. Güya öldürenler Xıdosor aşiretine doğru kaçmışlar!.. Bunu bahane yapan faşist cunta yöredeki köpekleri ile bugüne kadar işitilmemiş, görülmemiş, mert düşmanın bile düşmanına yapmadığı baskıları yaptılar bize… Haysiyetimizle, gururumuzla oynadılar, namusumuzu paymal ettiler…

Yörede geniş bir operasyon ve baskıya giriştiler. Başta Xıdosor ile Qâwu aşiretlerine, Bulam nahiyesi ile Qorîk, Awêspî, Şêynîk, Çıxbur, Çokpınar, Qorîmılle, Akçalı, Ahmetkoca, Malêkasî köy ve mezralarına ancak sadistlerin yapabilecekleri baskı ve ezaları uyguladılar.

EY İNSANLAR! BAKIN FAŞİZM BİZE NELER ETTİ?..

Karabela ismini taktığımız bu şerefsiz yüzbaşı ve diğer faşistler, yaşlıların sırtına binip ”Zühtü” türküsünü söyleyecek kadar sapıttılar. Şavındiya mezrasında kadınlarımızı gözlerimiz önünde çıplak ederek suya atacak kadar hayasızlaştılar, alçaldılar. Aramalara giderken de bizi kendilerine siper edecek kadar korkaktılar, ödlektiler… Qâwu aşiretinin Qorîk köyünde aranan bir arkadaşın babasına, Karabela piçi, karısını, kızını göstererek ”Şimdiye kadar senindi, bundan sonra bizimdir” diyecek kadar faşist mayalarını ortaya serdiler… Bulam’a girdiklerinde, yine Karabela denilen namussuz, Camii Mahallesi’nde oturan sünni vatandaşları alevi vatandaşlardan ayırarak, alevi vatandaşlara baskı yaparak, gerçek ”bölücüler”in kendileri olduğunu ispatladılar… Yine Akçalı köyünde bütün kadınları yerde süründürecek kadar ortalık çocuğu olduğunu gösterdi Karabela… Tüm kadınların içinde gezginci (Çingene) bir kadına ”Devrimcilerle ilişkin var” diye özel baskı yaptılar. Kadın ”Siz korkaksınız, bunları korktuğunuz için yapıyorsunuz” diye bağırdı, yüzlerine…

Faşist cuntanın temsilcileri halkın ilişkilerini, devrimcilerle bağlarını çıkarabilmek için akla hayale gelmez oyunlara girişti. Halkın devrimcileri barındırıp barındırmadığını öğrenmek için iki jandarmayı, sivil görünüm vererek Şavındiya mezrasında dağa gönderiyorlar. Daha sonra dağda kendilerine ekmek veren çobanın köyüne baskı yapılıyor. Tüm işkencelere rağmen ekmek verdiğini söylemeyen çobanın sırtında dam loğu gezdirdiler. Çoban şimdi sakattır.

Baskılara karşı halkta tepkiler gittikçe büyüdü. Özellikle aranan arkadaşın babasının Karabela denen ırz düşmanının söylediklerini sindiremeyip karısı ve kızıyla intihar etmeleri, karısının ve kızının köylüler tarafından kurtarılmasına rağmen, kendisinin kurtarılamayarak ölmesi bardağı taşıran son damla oldu. ”Ne güne duruyoruz, elimizde insanlığımız, haysiyetimiz, namusumuz kalmıştı, alçak faşistler şimdi de buna el atmaya başladılar, ölümüz dirimizden iyidir” diyerek tepkilerini açıkça faşist köpeklerin yüzlerine söylediler. Karabela’ya erkekler köy meydanlarında göğüslerini açarak ”Vur, orospu çocuğu, biz senden korkmuyoruz, dediklerini de yapmıyoruz” demeye başladılar.

Bu olup bitenler, askerler arasında da hoşnutsuzluğu artırıyor ve yer yer baskılara karşı çıkanlar oluyor. Hatta Yazıbaşı köyünde askerler yemekte kavga ediyorlar. Yine yüzbaşıya karşı çıktıklarında Akçalı’da yüzbaşı sırayla bir köylüleri, bir askerleri süründürüyor.

Tüm baskılara rağmen devrimci hareketi durduramayan faşistler cinnet getirmektedir. Cunta devrimcileri sindiremediği gibi kinimizi bilemiştir. Halk kitleleri ise faşizmin ne olduğunu iyice tanıdılar. Faşist cunta çaresizleştikçe, sonu yaklaştıkça halkımızın en kıymetli varlıkları olan örf, adet, haysiyet ve gururuna saldırmaktadır. Bizi kahreden dayak değil, manevi işkencedir…

Bütün bunların hesabını cuntadan soracağız; hem de fitil fitil burnundan getirerek… Ve de Karabela’nın da kadasını alacağız.

BIMRA FAŞİZM!

BIJİ KURDISTAN A AZAD U DEMOKRATİK

ÇELİKHAN’DAN BİRLİK YOLU OKUYUCULARI

Bölüme ait diğer yazılardan!

KÜRDİSTAN HAKLARINA! NEWROZ PÎROZ BE!

Kürdistan Halklarına! NEWROZ PÎROZ BE! Dünyanın değişik bölgelerinde Emperyalist güçler arası hegemonya savaşı, Dünyanın zenginliklerine …