__________________________________________
birlik yolu
BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİ BİRLEŞİN!..
_____________________________________________
Özel Sayı: 26
Haziran 1982
____________________________________________
TKEP II. KONGRESİ YAPILDI / PARTÎYA KOMUNÎSTA KEDA KURDÎSTAN KURULDU
TKEP 2. KONGRESİ FAŞİZME KAPİTALİZME KARŞI İLERİ BİR ADIMDIR
İşçi sınıfımızın savaşçı Leninist partisi Türkiye Komünist Emek Partisi, bilindiği gibi 1980 Nisan’ında yapılan 1. (Kuruluş) Kongresi ile kurulmuş ve 1980 1 Mayıs’ında tüm Türkiye ve Dünya halklarına kuruluşunu duyurmuştu. Geçtiğimiz iki yıl partimizin, tüm gençliğine rağmen, yoğun bir mücadeleden geçtiği, bolşevikleşme sürecinde daha ileri adımların atıldığı, partili savaşçıların ve bütün olarak partinin sınıf savaşının en keskin günlerini yaşayarak çelikleştiği yıllar oldu. Türkiye komünist hareketindeki yılların fraksiyoncu birikimini aşmak, komünist hareketin birliğini sağlamak ve yıllardır ayrı kanallardan akan işçi hareketi ile komünist hareketi birleştirmek tarihi görevleri ve Marksizm – Leninizmin yaşayan ve savaşan bir güç olarak varlığını sürdürmeyi üstlenen partimiz, tüm çalışmaları ve ilkeleri açısından Türkiye komünist hareketinde yeni bir niteliği temsil etmiştir. Bu, 12 Eylül faşist diktatörlüğüne karşı Türkiye topraklarını temel alan, sınıf mücadelesinin gelişimini bütün kadroları ile yönlendirme savaşını sürdüren, düzenli olarak (yurt içinde 3, yurt dışında 1) çıkarılan 4 merkezi yayına sahip bulunan ve gerek komünistlerin, gerekse emekçi halk güçlerinin birliği için kararlı bir politikayı sürdürmesi ile açıkça görülmüştür. Partimiz Leninist Parti çalışması yönünden olduğu kadar, ”Parti İşleyişi” açısından da yeniliği, Leninizmin hayata geçişini temsil etmiştir. Bu açıdan özellikle ”parti örgütlerinin otonomluğu” ve ”parti içi demokrasi” konusunda, kısa sürede kalıcı komünist geleneklerin yerleşmesinin öncülüğünü yapmıştır.
Partimizin başarıyla sonuçlandırdığı 1982 İLKBAHAR II. KONGRESİ’ni bu açılardan değerlendirmek gerekmektedir. Faşizmin işçi sınıfını ve onun politik temsilcilerini sindirme çabaları ve ”Komünistleri ezdik” demagojileri ve faşizmin tüm azgınca saldırıları, yoğun polis takipleri ve tevkifatları ortamında tüm rizikolarına rağmen, sadece Leninist Partilere özgü bir kararlılık ve girişkenlikle 1982 başında Olağan 2. Kongresinin yapılacağı duyurusunu yapmış ve ardından kongrenin toplanması sağlanmıştır.
Sadece Kongrenin toplanabilmesi bile faşizme indirilmiş bir tokat ve ”komünizmi ezdik”, ”örgüt bırakmadık” demagojisinin iflasının bir örneğidir. Türkiye’deki, Türkiye Kürdistanı’ndaki ve yurt dışındaki çeşitli parti örgütlerini temsil eden delegelerin, Türkiye işçi sınıfının faşizme karşı direnme eğiliminin temsilcisi olduğu ve KONGRE’nin bunu bir kere daha açığa çıkardığı aşikârdır.
TEKP II. KONGRESİ, Partimizin demokrasiye verdiği değer ve önemi bir kere daha göstermiş, ”illegalite”, ”gizlilik”, ”zor koşullar” bahanesiyle Leninist parti normlarını yıllardır çiğneyenlerden farklılığını bir kere daha göstermiştir.
Kongrenin önemi, partinin iradesini net bir şekilde ortaya çıkarması ve en üst düzeyde bir kollektiviteyi oluşturmasında yatmaktadır. Bunların sınıf mücadelesine ve partimizin günlük savaşına ışık tutacağı açıktır. Kongre boyunca sürdürülen çalışmalarda Türkiye’deki siyasal ve sosyo – ekonomik durumdan, uluslararası duruma, dünya komünist hareketinin sorunlarından, partili mücadelenin ve kadroların sorunlarına kadar bir dizi sorun görüşülmüştür. Bunlara ilişkin olarak Parti Programı ve Tüzüğünde gerekli düzenlemeler yapılmış ve onlarca karar alınmıştır.
TEKP II. KONGRESİ bir bütün olarak işçi sınıfının politik birliğine, faşizme ve kapitalizme karşı mücadelesinin güçlenmesine, işçilerin mücadele birliğine ve emekçi halk hareketinin devrim yolunda politik ordusunu oluşturacak Halk Cephesinin oluşumuna katkıda bulunmuş ve gelecek mücadele günlerine ışık tutmuştur ve tutacaktır.
___________________________________________________________________________
PARTÎYA KOMUNÎSTÊ KEDA KURDÎSTAN KURULDU
TKEP, Türkiye proletaryasının, yani Türkiye toprakları üzerinde yaşayan her ulus ve ulusal azınlıktan işçilerin Leninist Partisi olarak, yıllarca süren ideolojik, politik mücadelelerin ürünü olarak doğdu. O daha doğduğu anda Türk ve Kürt proletaryasının tarihi birliğini de temsil etmekteydi. Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’ndaki devrim sürecinin tek, kurtuluşlarının ortak olması nedeniyle, merkezi bir parti birliği gerekiyordu. Ama Kürdistanın ayrı ulusal özellikleri nedeniyle TKEP bünyesinde özerk bir örgütlenme olan TKEP – KÜRDİSTAN ÖZERK ÖRGÜTÜ (TKEP – KÖÖ) oluşturuldu. Ayrı bir Kürdistan alt programına da sahip olan örgütlenmenin kongremiz öncesi vardığı aşama artık partileşme aşamasıydı.
12 Eylül’le ortaya çıkan durum Kürdistan’da da komünist önderliğin önemini ve böyle bir ihtiyacı net olarak ortaya çıkarmış, komünizm adına ortaya çıkan bir çok küçük burjuva milliyetçi akımın iç yüzleri daha açık görülmüş ve TKEP – KÖÖ yürütülen iki yıla yakın bir faaliyet sonrası hem kadro, hem çalışma olarak daha üst bir seviyeye çıkabilecek duruma gelmiştir.
Bu şartlar altında TKEP – KÖÖ kendi [yurt] topraklarında yaptıkları 1. Kongresinde Partileşme kararı aldı. TKEP 1982 İLKBAHAR II. KONGRESİ’nde de bu karar onaylanarak TKEP – KÖÖ’nün PARTÎYA KOMUNÎSTÊ KEDA KURDÎSTAN adıyla partileşmesi kararlaştırıldı. Kürdistan proletaryasının tarihsel görevi olan sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız toplumu kurma mücadelesini de yönetecek olan PKKK, Türkiye Komünist Emek Partisi’ne [örgütsel bakımdan] merkezi olarak bağlı olup aynı ideolojik perspektifi paylaşmaktadır. O, TKEP’in genel programının hayata geçirilmesi uğrunda , Parti programının bir parçası olan ”Kürdistan Alt Programı”nın doğrultusunda savaşan Kürdistan proletaryasının öncü müfrezesidir. TKEP ve PKKK arasındaki bu ilişki ve birlik, Kürt ve Türk proletaryasının gönüllü ve tarihsel birliğinin Leninist örgütlenme olarak ifadesidir.