Home / Makaleler / HER TÜRLÜ MİLLİYETÇİLİĞE KARŞIYIZ DALAVERESİ

HER TÜRLÜ MİLLİYETÇİLİĞE KARŞIYIZ DALAVERESİ

Türk devleti 90 yıl boyunca Kürtleri milliyetsizleştirmek, Türkleştirmek için denemedik yol bırakmamıştır. Türkleştirme ve Türkiyelileştirme çabaları sonuçsuz kalmış değil: Kürdistan bu süre zarfında Türkiye sayılmış; ‘’Türkiye olduğu’’ kafalara yerleştirilmiş, Kürdistan olduğu unutturulmuştur. Türk halkının olduğu kadar çok sayıda Kürdün de gözünde Kürdistan Türkiye’dir.

Türkleştirme ve Türkiyelileştirme’de oldukça ileri gidilmiş olmasına rağmen ‘’Kürt meselesi’’ tamamen ortadan kaldırılmamış, sorun silahla ortaya konmuş ve bunun neticesinde halkımızda ulusal duygular öne çıkmaya başlamıştır. İş bu noktaya gelince Türk yöneticileri klasik ‘’Türkleştirme ve Türkiyelileştirmenin’’ artık yürümeyeceğini görmüşlerdir. Klasik yol işe yaramaz hale gelince yeni yöntemler kullanma gereği doğmuştur. Bunun başında ”her türlü milliyetçiliği” reddetmek fikri gelir. Artık Türk milliyetçiliği çıplak Türkçülükle işlev göremez. Kılık değiştirmesi, evrensel kılığa bürünmesi gerekir.

Kürt ulusunun hür ve müstakil devlet olarak kendini yeniden kurması meselesi henüz tüm yakıcılığıyla meydandayken ‘’her türlü milliyetçiliğe karşı çıkmak’’ devrimci bir anlam ifade etmiyor. ‘’Her türlü milliyetçiliğe, [bu arada elbette Türk milliyetçiliğine] karşı çıkmak’’ Türk milliyetçiliğinin ihtiyaçlarına uygun düşüyor. Şimdi ‘’milliyetçiliğin her türlüsüne’’ karşı çıkmakla Türk milliyetçiliği hiç bir şey kaybetmiyor. Türk milliyetçiliğine kazandıracak olan şey bugün ‘’eski tür milliyetçiliği’’, yani ‘’ açık Türkçülüğü’’ reddetmektir. Bunu reddetmek ulusal hakları uğruna mücadele eden halkımızın her hareketini, her talebini milliyetçilikle suçlama olanağı verdiği gibi; halkımıza artık zorla Türkçülük dayatılmayacağı, ‘’belki ulusal haklarının kabul edileceği’’ umudu verilerek onları bir kez daha kandırma imkanı da sağlıyor. Türk devleti zamana oynuyor. 90 yılda meydana getirdiği milli yıkım korkunçtur. Bir halkın milyonlarcası sistematik, bilinçli zor, asimilasyon politikalarıyla tamamen milliyetsizleştirilmiş, Türkleştirilmiştir. Kürt halkı tarihsizleştirilmiştir, halkımız kendi tarihini değil, Osmanlı Türk tarihini bilir; bu tarih içerisindeki Kürt tarihi ise gerici ayaklanmalar, haydutluk, eşkiyalık, İngiliz aletliği ve benzeriden ibarettir. Halkımız kendi dilini unutmuştur. Kürtçeyle eğitim göremeyeceğine, bilim yapılamayacağına inandırılmıştır.

Oysa Türk Cumhuriyeti kurulurken Türk dili o zamanki Kürtçeden çok daha güçlü değildi; yazı ve eğitim dili olan Osmanlıca cumhuriyet döneminde tamamen terkedildi ve Türk dili adeta yeniden yaratıldı. Bugünkü kuşaklar 100 yıl öncesinin yazı dilini anlamaz. Türk dilinin bu yoksulluğuna, yetersizliğine rağmen bugün bu dille üniversite eğitimi yapabilecek bir düzeye gelinmiş olması aynı imkanlar Kürtçede bulunduğu taktirde Kürtçenin gelişip canlanabileceğinin kanıtıdır.

Aklı olan Türk faşisti bugün ‘’eski tarz milliyetçilik’’te ısrar etmez; ederse Kürtlerin kendi kimlikleri temelinde bütünleşmelerini, kendilerini ayırdetmeleri ve bir ulus olarak kurmalarını engelleyemez. Bunu engellemek ise Türk devletinin, Türk milliyetçiliğinin asli görevidir. O yüzden Mümtazer Türköne, Taha Akyol gibiler, canla başla Tayyibin anasırı islam siyasetini destekliyor ve bu siyasetin bugün en iyi Türk milliyetçiliği olduğunu vurguluyorlar. Velhasıl en iyi Türk milliyetçiliği artık Türk milliyetçiliği yapmamaktır. Yani: ‘’Uyandırmayın Kürtleri!’’

Ne yapın? ‘’Her türlü milliyetçiliğe karşıyız’’ deyin!

‘’Ümmetin parçalanmasına karşıyız’’ deyin!

‘’Emekçileri bölmemek için Kürt halkına devlet lazım değil’’ deyin!

‘’Marksın, Lenininin, Kuranın ve Peygamberin de her türlü milliyetçiliğe karşı olduğunu’’ söyleyin ve kanıtlayın!

Kürtlere ‘’ulusal bir mücadelenin ne kadar yersiz, aptalca, gereksiz, anormal, çağdışı olduğunu, bu şekildeki bir yönelişin emperyalizmin oyuncağı olmaya yol açacağını’’ kanıtlayın!

İşte size günümüzün en sağlam Türk milliyetçiliği. ‘’Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü, ülkenin parçalanmazlığı’’ böylece teminat altına alınır.

Kafalarda ve ruhlarda kazanılmamış bir savaş, henüz kazanılmış değildir. Kesin zafer ideolojik zaferdir ve tüm ideolojiler dönüp dolaşıp Ankaraya götürmelidir bütün yolları!

3 Aralik 2013 samet erdogdu

Bölüme ait diğer yazılardan!

SEVGİLİ PARTİZANLI YOLDAŞLAR, DEĞERLİ DOSTLAR, GECENİZİ DEVRİMCİ DAYANIŞMAYLA KOMÜNİST RUHLA SELAMLIYORUZ! KKP İsviçre Örgütü

SEVGİLİ PARTİZANLI YOLDAŞLAR, DEĞERLİ DOSTLAR, GECENİZİ DEVRİMCİ DAYANIŞMAYLA KOMÜNİST RUHLA SELAMLIYORUZ! Gece Tertip Komitesine,İnsanlığın geleceği …