Burjuva mebuslarının neredeyse hepsi pislik ve çirkefe bulaşmış Türkiye Büyük Millet Meclisi TC Anayasası’nın ”milletvekili dokunulmazlığı” ile ilgili olan 83. maddesini değiştirdi. Esasen HDP’yi hedefleyen değişiklik iktidarı ve muhalefetiyle Türk burjuva partilerini bir kez daha ”tek bayrak” altında topladı. 8 Haziran 2015 günü Erdoğan’ın insiyatifinde kurulan ”milli mutabakat” temelinde oluşturulan ”Milliyetçi Cephe” 20 Mayıs 2016’da ”dokunulmazlıklara dokunma” etrafında tek yumruk oldu. Kemalist ”Batıcılar” ile, ”mürteci” Osmanlıcılar ve bu ikisiyle faşist ”Turan”cılar; Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Bahçeli kendi aralarındaki çekişme ve dalaşmalara Türk meclisinin oylama sandığında mola verdiler; ”memleketin birlik ve bütünlüğü” uğruna Kürt mebuslarına her an dokunma huyunu anayasal olarak da meşrulaştırmak için lüzumu duyulan değişiklikleri gerçekleştirdiler. Türk meclisinin sırtlan, çakal ve kurtları mecliste masum kuzu ”melemelerini” duymak istemediklerini gösterdiler, bunu susturmak için ittifak ettiler. TC cumhurbaşkanı’nın eline verilen ”Demoklesin Kılıcı” artık HDPli mebusların tepesindedir. TC cumhurbaşkanının eline verilen bu kılıç kendi partisinin bakanları ve mebuslarının üzerinde de bir şantaj, hizaya getirme ve tehdit aletidir.
Türk meclisine seçilen mebuslar bundan böyle, sözde ”milletvekili” bile değil, Minnetvekili olacaklardır. Erdoğan’ın aksine gidenin vay haline, Kılıçdaroğlu’na baş kaldıranın yıldırımlar başına, Bahçeli’ye itiraz edenin ateşler ocağına! Yolsuzluk ve hırsızlıkları iyice ayyukka çıkmış ve parti şeflerinin gözünden düşmüş bir kaç istisna hariç hangi burjuva hırsız vekile dokunacaklar? Burjuva hırsız ve mücrimlerine dokunulmayacaksa kime dokunacaklar?
Hedefte burjuva bataklığını temizleme yok; bu bataklıkta temiz kalmaya çalışan halk vekillerini sindirme ve tasfiye etme var. Hedefte HDP var. HDP halkların demokratik partisi olma iddiasını taşıdığı, halkımızın kimi ulusal demokratik taleplerini savunduğu ve TC devletinin halkımıza karşı yürüttüğü köleleştirme, baş eğdirme savaşına karşı çıktığı için hedeftedir. HDP, oylarının en az üçte ikisini ülkemizden, Kürdistan’dan aldığı için hedeftedir.
Türk burjuva sistemi, siyasi partileri, askerleri, medyası, mali sermayeyesi, bürokrasisi ve öteki sığ – derin, görünür – görünmez kuvvetleriyle bir kez daha bütün dünyanın gözleri önünde Kürt Meselesi’ne Türk dizaynı vermede ittifak halindedir. Kürt Milli Meselesine Türk dizaynının halkımıza kan ve ihanet, idam ve cinayetten başka bir şey getirmediği tarihin defalarca kanıtladığı bir gerçektir.
Türk rejimi halkımıza ve meclisteki vekillerimize ”ya baş eğeceksiniz; ya da başınızı ezeceğiz” diyor.
Türk devletinin tarihi bitimsiz tekerrür tarihidir: darbeler, katliamlar, soykırımlar, idamlar, tehcirler hep tekrar eder… Bu kez de öyle oluyor. 22 yıl evvel Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Bülent Ecevit, N. Erbakan, Mesut Yılmaz ve öteki figuranların tamtamları eşliğinde enseleri sıkılıp başları yere eğdirilmeye çalışılarak zindana sevkedilen vekillerimize reva görülen muamele bir kez daha tekrarlanmak isteniyor. 1 Mart 1994’te enselerine çökülerek yaka paça zindana gönderdikleri vekillerimiz Ahmet Türk, Hatip Dicle, Leyla Zana, Mahmut Alınak, Orhan Doğan, Sırrı Sakık ve daha sonra da Selim Sadak ve Sedat Yurtdaş ”baş eğmemenin” bedelini hapis yatarak ödediler. Şimdi ise çok sayıda HDP milletvekili aynı tehditle karşı karşıya.
Türk devleti bu tehdidi şehirlerimizde eş zamanlı ya da peşpeşe yürüttüğü kanlı saldırıları daha da tırmandırarak sürdürdüğü bir sırada yükseltiyor. Cizre, Şırnak, Sur, Kızıltepe, Yüksekova, İdil, Nusaybin gibi şehirlerimizde insanlarımızı vahşice katleder, halkımızı bir kez daha yerinden yurdundan sürgün eder, evlerimizi yapılarımızı harabeye, bağlarımızı bahçelerimizi çöle çevirirken Türk meclisi çatısı altında çatlak sesler çıkaran mebusları hizaya getirmeye, terbiye etmeye çalışıyor.
Ve Türk devleti bütün bunları ”Uygar Dünya”nın gözleri önünde, sessiz onayı, cılız mırın kırınları eşliğinde icra ediyor. Kuzey Kürdistan sözkonusu olduğunda BM sağır, dilsiz ve kör! Obama sus pus! Putin şaşı! Merkel ve Avrupa Birliği’ndeki meslektaşları Erdoğan’la gizli kirli pazarlıklar içinde! Netanyahu Erdoğan’la yeni bir stratejik dostluk anlaşması imzalamak için yol hazırlığında!
Partiya Komünist a Kürdistan, Türk burjuva partilerinin HDP şahsında halkımıza karşı açtıkları Haçlı Seferi’ni reddeder. Türk meclisinin aldığı karar halkımız nezdinde hükümsüzdür, halkımız bu kararı tanımaz, tanımayacaktır. Halkımız gibi partimiz KKP de bu kararı tanımıyor, tanımayacak; HDP ile tam dayanışma içinde olacaktır.
HDP’ni ve onun seçilmiş mebuslarını, ”bölücülük, teröre destek vb” suçlamalarıyla hiçkimse yargılayamaz! Bu yargılamayı yapmaya kalkışan, ya da bunun yapılması için onay veren partiler aynada kendi yüzlerine baksınlar! Hepsi halkımızın ya kurumuş ya taze kanları ile boyalı! Sadece halkımızın kanı değil; yetimin, fakirin, dulun kanı ve teri ile sıvalı!
Türk meclisinin kararı sadece biz Kürdistanlılara karşı bir saldırı değil; Türk halkının alnına sürülmüş kara bir lekedir. Bir utanç abidesidir. Türk halkı, ilericileri bu kararı tanımayacak, reddedecektir.
Emperyalist düvel-i muazzamanın hükümetleri Türk hükümetinin cürümlerine gözyummaya ya da ortak olmaya devam etsin; dünya halkları ve ilericileri Türk emperyalizminin bu suçuna göz yummayacak, destek vermeyecektir.
Kahrolsun Şövenizm!
Kahrolsun Faşizm!
Kahrolsun Türk Sömürgeciliği!
Yaşasın Özgür ve Bağımsız Sosyalist Kürdistan!
Partîya Komînîsta Kürdîstan
Merkez Komitesi
23 Mayıs 2016