Home / Güncel / Daha Yaşanılır Bir Dünya ve Özgür Kürdistan için 1 Mayıs’ta Alanlara!

Daha Yaşanılır Bir Dünya ve Özgür Kürdistan için 1 Mayıs’ta Alanlara!

Daha Yaşanılır Bir Dünya ve Özgür Kürdistan için 1 Mayısta Alanlara!

Kapitalist sistem daha altın çağı denilen ilk yüz yılında iflas etmişti. Kapitalist sistemin egemen sınıfı olan burjuvazi, Monarşiye ve Feodal despotizme karşı birlikte mücadele ettiği müttefiki proleterya‘ya ihanet etmiş ve eski düşmanlarıyla birleşerek silahını proletryaya çevirmişti. Burjuvazi, bayrağına yazdığı, eşitlik, kardeşlik, adalet ve özgürlük ilkelerini kenara fırlatmış, bunların yerine; işçilere, köylülere, yoksullara kısacası altakilere baskı, zulüm, eşitsizlik ve adaletsizlik yazmıştı. İşçiler ve yoksulların buna tepki göstermesi uzun sürmedi. 150 yıl önce, tamda bu günlerde Fransız işçileri ve yoksulları ayağa kalktı. Paris‘te ilk işçi devletini (Paris Komününü) ilan etti. 70 günlükte olsa, başka bir düzenin mümkün olduğunu, insanlığın geleceğinin, komünal esaslara dayanan bu düzende olduğunu bütün dünyaya göstermiş oldu…Burjuvazi, vahşice saldırıp komünar işçileri katletti ve Paris komününü kanlı bir şekilde ezdi. Fakat işçiler ve devrimciler yeni komünler kurmak için mücadeleden asla vaz geçmediler. Öyleki, 20. yüzyıl esasen işçiler ve diğer yoksulların burjuvaziye karşı savaşları şeklinde geçti. Başta Sovyetler birliği, Çin, Küba olmak üzere işçiler ve ezilenler devasa başarılara imza attılar. 70 günlük deneyim, 70 yıllık bir işçi deneyimine dönüştü… Sömürgeciliğin boyunduruğu altında ezilen halklara ilham kaynağı oldu, yol gösterdi… İşte 1 Mayıs, uluslararası işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışmasını, bütün bu zafer ve yenilgilerini ve gelecek için mücadelesini sembolize eden bir gün olarak tarih sahnesinde yeini aldı!

Kapitalist sistemin insanlığa iyi bir gelecek sunma yeteneği ve isteği yoktur. Bu hem kapitalizmin aşırı kar‘ı esas alan anarşik ve rekabete dayalı üretim tarzından, hem de üretim araçlarının özel mülkiyetinin az sayıda kapitalistin elinde toplanmasının yarattığı eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik ve sömürden dolayı böyledir. Bir tarafta, işçi ve emekçilerin sömürülmesinden elde edilen, az sayıda kapitalistin elinde biriken korkunç zenginlik, diğere tarafta ise evsiz, işsiz, geleceksiz bırakılan, açlıktan ölen miliyonlar. Burjuva basının ve sözcülerinin bütün demogojilerine rağmen, Kapitalizm refah ve rıza üretemiyor artık. Üç yüz yıllık kapitalist sistem süresince yaşanan korkunç savaşların, diktatörlüklerin, faşist rejimlerin, soykırım ve sürgünlerin bize gösterdiği tek gerçek budur. Burjuvazi için demokrasi, yoksullar için savaş, yurtsuzluk, zulüm,işkence ve diktatörlük…

İşciler, Emekçiler, Kadınlar, Gençler,

Kapitalizm doğayı ve insanı acımasızca, kar hırsı için sömürürken doğal dengeyi, canlıların yaşam alanlarını tahrip eder. Bundandır ki kapitalizmle birlikte onlarca yeni hastalık ve salgınlar ortaya çıkmıştır. Son bir yılımızı ceheneme çeviren Korona pandemisi de, kapitalist sistemin kar uğruna doğayı acımasızca yağmalamasının sonuçlarından birisidir. Ancak, korona aynı zamanda Kapitalist sistemin geleceksizliğini, yeteneksizliğini ve gaddarlığını da bir kez daha ortaya koydu. Bir taraftan, bütün kamu birikimleri kapitalistlere aktarılırken diğer taraftan miliyarlarca insan açlığa ve ölüme terkedildi. Fabrikalar 24 saat çalışırken, özel yaşama kısıtlamalar getiriliyor, muhalefetin politik etkinlikleri pandemi bahanesiyle yasaklanıyor ve cezalandırılıyor. İlaç, hasta yatağı, maske, solunum cihazı gibi daha onlarca acil ihtiyaçlarda sıkıntı yaşanırken, silahlanmaya akıl almaz boyutlarada kaynaklar ayrılıyor. Bütün bunlar, kapitalist sistemin pandemi ile birlikte dahada derinleşen ekonomik ve siyasi krizini atlatmak için yeni savaşlara hazırlandığını gösteriyor. ABD-Çin, Rusya-NATO gerilimlerinin tam da bu aşamada artması/tırmandırılması tesadüfi değildir. Aşı için ‘‘kapasite ve kayanak yok“ denilirken, Tank, İHA. SİHA, Atom Taşıyıcı uçaklar, gemiler, güdümlü füzeler gibi her tür modern savaş teknolojisine ayrılan kaynaklar ve kapasite sınırsız… Kapitalist sistem için öncelikli olan onun karıdır, insan değil. Burjuvazinin, „Aynı gemideyiz“ söylemi büyük bir yalandır, sahtekarlıktır.

Sevgili halkımız, Kadınlar, İşçiler, Gençler,

Son 30/40 yıl içerisinde Dünya da daha önce görülmemiş bir düzeyde proleterleşme ve yoksullaşma yaşandı. Tekniğin gelişmesi, gerçekleşen karşı devrimlerle sosyalist sistemin şimdilik yenilgiye uğratılması, uluslararası yeniden işbölümü gibi, emperyalist ilişkilerdeki yeni düzenlemeler sonucunda, iki milayar üzerinde insan proleterleştirildi. Bu insanlar, şehirlerin varoşlarına savruldu ve mutlak bir yoksulluğa mahkum edildi . Dünya ölçeğinde yaşanan bu gelişmeler, Ülkemiz Kürdistan‘ı da elbetteki etkiledi. Kürdistan, özgün konumu nedeniyle son 40 yılda daha da korkunç felaketlere maaruz kaldı. Dört sömürgeci devletin baskısı altında inleyen ülkemiz, bu dört devletin sömürgeci/faşist uygulamaları sonucunda neredeyse insansızlaştırıldı. Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı yürütülen imha savaşı kapsamında hayata geçirilen sürgün, tehçir ve katliamalarla, halkımız topraklarından kopartılarak başta sömürgeci metropoller olmak üzere, dünyanın her yerine savruldu. Ülkemiz, sömürgeci devletler tarafından sadece yağmalandı. Yeraltı ve yer üstü kaynakları yağmalanırken alt yapı, eğitim, sağlık hizmetleri, sanayi vb. gibi her tür hizmetten mahrum bırakıldı. Halkımızın ezici çoğunluğu ya toprağa bağımlı yada hayvancılıkla geçiniyordu. Dayatılan savaş ile birlikte tarım alanları ve meraları kullanamaz oldu. Ekonomik dayanakları yok edildi ve askeri zulümler uygulanarak topraklarından sürüldü.

Bugün, dünyanın hiç bir ülkesi yoktur ki Kürtler yaşamasın. Dünyanın her köşesine dağılan halkımız, gittiği ülkelerde en alttakiler arasında çok zor koşullarda, hayat mücadelesi veriyor. Başta sömürgeci devletlerin metropolleri ve varoşları olmak üzere, halkımız dünyanın en yoksul yaşam alanlarında, iltica ve göçmen kamplarında yaşamaya mahkum edilmiştir. İnşaat, mevsimlik tarım işçiliği, temizlik işleri, gündelik işler, hizmet sektörü diye ifade edilen alanların hepisinde Kürt proleterleri ile karşılaşmak mümkün. Ve hemen hemen bir bütün olarak mülksüzleştirilmiş proleter bir halkız biz. Bu yüzden de 1 Mayıs‘ı en yaygın bir şekilde Kürt işçileri ve emekçileri kutluyor dersek yanlış olmaz.

Dünyanın her yerine dağılmış olan Sevgili halkımız,

1 Mayıs‘ta, sizleri bulunduğunuz her yerde diğer halklardan sınıf kardeşlerinizle birlikte sosyal, ekonomik, demokratik ve politik talepler için alanlara çıkamaya çağırıyoruz. Yukarıdaki talepler için alanlara çıktığınızda, ülkemizin, halkımızın savaş ve işgal altında inlediğini, Halkımızın büyük bir bölümünün bombalar altında yaşam mücadelesi vermeye çalıştığını, Halkımızın parçası olan sizlerin, sürgünlerde yaşamaya mahkum edildiğinizi, Halkımızın politik örgütlerinin, partilerinin her tür baskı ve zulmün altında mücadele vermeye çalıştığını, Politik öncülerimizin, aydınlarımızın, sanatçılarımızın ve gençlerimizin on binlercesinin sömürgeci devletlerin zindanlarında esaret altında olduklarını, Halkımızın, büyük bedeller ödeyerek kısmen özgürleştirdiği ülkemizin Başur ve Rojava parçalarının her tür emperyalist, ırkçı, yağmacı komplo ve baskıyla yüz yüze olduğunu unutmadan, Halkımızın en ufak kazanımına kıskançlıkla sarılıp, sahiplenerek, bir bütün olarak özgür ve eşit yaşamak isteğimizi alanlara taşımanın gerekçesi yapalım bu 1 Mayısı. Emperyalist devletlerin Kürdistan‘ın parçalanmasındaki rollerini ve ülkemizi işgal altında tutan devletlere silah ve ekonomik desteklerini bilerek, bu ülkelerin proleterleriyle, ilerici güçleriyle birlikte emperyalist devletleri teşhir etmek için 1 Mayıs‘ı bir imkana çevirelim. 1 Mayıs alanlarını, halkımızın özgürlük, eşitlik ve yaşama hakkı taleplerini dile getirmenin fırasatına dönüştürelim.

Partimiz Partiya Komünist a Kurdistan (KKP), öncelikle özgür bir Kürdistan için mücadele yürütmektedir ve bu hedef için mücadele eden diğer dört parçadaki birçok Kürdistan‘i güç ile omuz omuza olmayı önemsemektedir. Ama partimiz aynı zamanda, Kurulacak Kürdistan‘ın bir avuç kapitalist‘in, toprak ağasının ve tefecinin herşeyi elinde bulundurduğu, kapitalist baskıcı bir burjuva devleti olmasını da ret eder. Biz, kurulacak Küridistan da emekçilerin, ezilenlerin, kadınların, gençlerin söz ve karar hakkının olmasını savunuruz. Üretim araçları üzerinde özel mülkiyetin olmadığı, kollektif mülkiyete dayalı tabandan demokrasiyle yönetilen bağımsız, özgür ve sosyalist bir Kürdistan inşa etmenin mücadelesini yürütüyüruz. Bu mücadelemiz aynı zamanda sizinde mücadelenizdir. Hedeflerimize, ancak ve ancak sizlerin aktif olarak mücadelemize katılmanız ile, geniş halk kesimlerinin gönülü ve inançlı desteği ile hep birlikte ulaşabiliriz.

Bu nedenle Partimiz, Partiya Komünist a Kurdistan (KKP)‘nin saflarında sizleri 1 Mayıs alanlarına çıkmaya, sosyalist ve özgür Kürdistan şiarını haykırmaya çağırıyoruz!

Yaşasın 1 Mayıs

Bijî 1 Gûlan

Partiya Komünist a Kurdistan (KKP)

Merkez Komitesi Sekreteri

Xalil Hazar

Nisan 2021

Bölüme ait diğer yazılardan!

KÜRDİSTAN HAKLARINA! NEWROZ PÎROZ BE!

Kürdistan Halklarına! NEWROZ PÎROZ BE! Dünyanın değişik bölgelerinde Emperyalist güçler arası hegemonya savaşı, Dünyanın zenginliklerine …