Home / Parti Yaşamı / PARTİ İÇİNDE VAR OLAN SORUNLARA GENEL BİR BAKIŞ / Welat DENGE

PARTİ İÇİNDE VAR OLAN SORUNLARA GENEL BİR BAKIŞ / Welat DENGE

Her oluşum kendini sürekli olarak yeniler. Ve yenilemek içinde çaba sarfeder. Bazen başarılı olur bazen bazende başarısız. Başarlı olanlar kendilerini bir sonra ki evreye çıkarılar. Başarısız olanlar ise tarih sahnesinden yavaş yavaş çekilirler.Çekilmeleride sanıcılı olur. Toplumsal mücadelede de durum bundan farksız değildir. Kürdistan Komünist partisinin durumuda bu noktaya gelmiş durumdadır. Uzun bir süreden berli kendini yenilemeye çalışan yapı sürekli kan kayıp etmeye devam ediyor. Neden bu noktaya gelindi sorusu hep havada kalıyor. Gerek dünya sosyalist sistemin dağılması ve gerekse ulusal mücadelenin iveme kazanması ister istemez KKP‘yi etkileyeceği bir gerçektir. Bugün gelinen nokta tamda bunu anlatmaya çalışıyor. Var olan sorun objektif bir sorundur. Subjektif gerekçelerle açıklanacak gibi değildir. Sorunun bu noktaya gelmesinde yönetim kademesinde ziyade sorunun kendisine özgü somut tahliler yapıp somut tahlilere göre somut tutum alamamaktan kaynaklanıyor. Real sosyalizmin yıkılmasının evresinde Birleşik yapı yapmış olduğu ilgili kongresinden sonra TKEP tüzüksel yapısı içinde var olan KKP‘nın ayrılma talebi genel bir kabul gördü. Ve KKP dünya komünist partiler tarihinde ilk kez sorunsuz bir şekilde Çekeslovakaya vari bir ayrışma yaşadı. Yaşanan bu ayrışma beraberinde tatlı bir rakabetide gündeme getirdi. Yani her iki ayrı yapı kendini ilk önce biri birine kabul ettirme babında kıyasıya bir mücedeleye girdi. Bu tatlı rakabet zaman zaman kimi tatsızlıkları yaşasada son tahlilde kendi içinde kaldı. Birleşik yapının diğer ayağı TKEP kendi içinde adı konulmamış örgütsel sorunlarla uğraşırken, KKP kendini geliştirmek uğraşı içinde aktif olarak yol almaya çalıştı. Yol alırken de birleşik yapıdan kendisine düşen kadrolarla yol almaya çalıştı. Bir takım istisnaları saymıyorum. Kimi temel doğruları öne çıkartan KKP kürdistanda herhanği bir partinin redi değildir. KKP Kürdistanda emek sermaye çelişkisin de emeğin temsilcisidir. KKP Kürdistan da kesintisiz ulusal özgürlük ve sosyalizmin bütünlüklü savunucusudur gibi temel doğruları savunarak yol almaya çalıştı. Bu süreçde kadro yapısı hep aynı kadro yapısı olarak kaldı. Partinin oluşturmuş olduğu kuramsal doğrulara aşırı derecede güven oluşturan parti hattı önemli oranda kendini rehavete bıraktı. Dünya da önemli değişimler olmuş, sosyalizm ciddi anlamda gerek mevzi gerekse güven bunalımına doğru bir sürüklenişe gitmiştir. Bu durum ister istemez bizleride yakından etkileyecek sorunlar olarak görülmesi gerekiyordu. Ama parti yapısı bu sorunları bir nevi görmezden geldi veyahut sorunu hep erteledi. Herhangi bir olguda sorun varsa o olgu o sorunla er veya geç yüzleşmek zorundadır. Bugün bizler yılların sorunlarıyla yüz yüzeyiz. Kimi rütüşlerle bu sorun çözümlenecek sorunlar değil. Sorunun yaratmış olduğu etki parti yapısı içinde var olan kavim yoldaşlık ilişkilerini dumura uğratmıştır. Peki bu sorunu çözmek için neler yapabiliriz? Öncelikle sorunlarımızın genel bir dökümünü çıkarmamız gerekiyor. Var olan sorunlar öznelmi yoksa nesnelmi? Gerek ulusal kurtuluş mücadeleler tarihinde gerekse uluslararası sosyalizm tarihinde ortaya çıkan sorunlar özelde partimizi ne düzeyde ilgilendirmektedir. Partinin geçirmiş olduğu evreler de örgütsel olarak ne gibi bir örgüt modeli bazında mücadele etmiştir. Partinin örgütlenmekten doğan yanlışları varmıdır varsa nelerdir? Bu ve benzer sorunları tartışmak ve somut sonuçlara göre somut tahliler ortaya çıkartmak gerekir. Gerek birleşik yapı döneminde gerekse daha sonra ki dönemde partinin kesintisiz olarak sürdürmüş olduğu birlilik politikası günümüz koşullarına yanıtı verecek durumdamıdır? Ayrıca 12 eylül askeri faşist diktatörlüğünden sonra savunulan yasal ve meşru alanda devrimci halk partisi tezi günümüz koşullarında da savunulmuş ve onun bir devamı olan yani bir KKP projesi olan ÖSP süreçi. ÖSP süreciyle ilgili parti hattı oldukca riskli işlere girmiştir. 2011 da toplanan partinin ikinci konferansı söyle bir karar almıştır;

…3. Kürdistan komünistlerinin ülkede yasal bir partisinin kurulması gerekli ve elzemdir. Bu amaçla yürütülmekte olan çabaların olumsuz yönden etkilenmemesi için KKP MK başta olmak üzere KKP ülke örgütlerinin bileşimlerinin ve konumlanmalarının yeniden düzenlenmesi zorunludur. Konferansımız KKP MK’sına her şeyden önce kendi iç bileşimini ve organın konumlandığı coğrafik alanı değiştirmeyi; ülkede konumlandığı alanlardan geri çekilip başka alanlara konuşlanmayı, yasal parti ile hiçbir organik, açık veya kapalı bağlantı içinde bulunulmamasını tavsiye eder.

4. Kürdistan komünistlerinin yasal partisinin kurulması halinde KKP’nin varlığını sürdürüp sürdürmemesini tartışan konferansımız; KKP’nin mevcudiyetini feshetme gereği doğarsa bu konunun sadece parti genel kongresi tarafından tartışılacağını ve partinin varlığını devam ettirme veya feshetmeye kongrenin karar verebileceğini; bu hususta ne konferansın ne de KKP MK’sının yetkili olmadığını tespit etmiştir.

5. Dolayısıyla, KKP MK bu bilinçle hareket etmeli; partimizin 6. Kongresi’ne kadar gerekli örgütsel düzenlemeleri yapmalı ve konferansımızın belirlediği alanda ve öngördüğü tarihte KKP 6. Genel Kongresi’nin toplanması için hazırlıklara derhal başlamalıdır….

Konfernas kararı 6.kongre tarafından onaylanmış ve Partinin ülkede var olan tüm ilişkileri örgütsel anlamda dışarıyla sınırlanmıştır. Ülkede KKP nin boşaltmış olduğu boşluğu ÖSP nin doldurması planlanmıştır. Dolayısla partinin gündemine ülkede ÖSP ve dışarıda KKP olgusu çıkmıştır. ÖSP süreci istenilen düzeyde gitmemesi durumdunda tartışmalı geçen 7. Kongre süreci vardır. 7. Kongre tek bir karar almıştır; Partimiz ÖSP nin KKP‘lileşme sürecini destekler… Bu karardan hareketle ülkedeki yoldaşlar ÖSP sürecini 3.olagan kongrede KKP ismiyle sürdürme kararını 2. Kongrede almıştır. Bu ÖSP li yoldaşların en doğal haklarıdır. Bunu KKP ye dikta etmeleri doğru değildir. Çünkü, ikinci konferans bu sürecin nasıl işleyeceğini anlatmaya yetiyor. ÖSP‘nin KKP‘lileşme süreci uzun bir tarihsel evreyi kapsayacağı bir gerçek. Bu aşamada KKP‘nın varlığı ne ÖSP’nin redi nede ÖSP’nin varlığı KKP’nin redidir. Dolayısyla olgulara gerçekci yaklaşmak gerekir. Yani ülkede ÖSP kendi gündemi ile hareket etmeli yurtdışında konumlanan KKP’de kendi gündemi doğrultusunda yol almalıdır. Bugün örgütsel olarak ayrı gözüken bu yapılar ideolojik olarak aynı kaynaktan beslenmektedir. Soruna gerçekci yaklaşmak en doğru olanıdır. Bugün ÖSP’nin KKP’lileşmesi ÖSP’yi üst evrelere taşıyacak durumda değildir. Somutta var olan iki ayrı yapı yönetimde tekleşmesi düşünülemez bir gerçektir. Bu gerçeği her iki yapınında görmesi gerekiyor.

Welata Denge

16.09.16

Bölüme ait diğer yazılardan!

KÜRDİSTAN HALKLARINA!

KÜRDİSTAN HALKLARINA! TC’yi ve Mahkemelerini Tanımıyoruz! Sömürgeci TC devleti Kürtler ve Kürdistan’nın inkarı üzerine kurulmuştur. …